Trafikte motosiklet sorunu
Trafikte her gün çeşitli kazalar meydana geliyor. Özellikle metropollerde araç fazlalığı sebebiyle bu sayılar elbette daha fazla.
Bu kazalarda dikkatsiz, kural tanımayan sürücülerin payı ise oldukça yüksek. Ve bu kazalar ne yazık ki ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
Trafikteki bu soruna neden olanlardan biri de kural tanımaz motosiklet sürücüleri.
Özellikle İstanbul trafiğinde araç kullanmak gün geçtikçe zorlaşırken motosiklet sürücülerinin tehlikeli hareketleri, hem kendi can güvenliklerini tehlikeye atıyor hem de araç sürücülerini zora sokuyor.
Yaşanan kazalarda elbette motor sürücüleri daha fazla zarar görüyor. Araç içerisindeki sürücüden daha korunmasız durumda olmaları da buna sebep.
Hal böyleyken en çok dikkat eden tarafın motosiklet sürücüleri olması gerekirken tam tersi bir durum söz konusu.
Elbette ki bütün motosiklet sürücüleri böyledir demiyoruz ancak kural tanımaz sürücülerin sayısı da bir hayli fazla.
Sürücülerin zor anları
Onların başında moto kuryeler geliyor. Kuryeler siparişlerini hızlı bir şekilde götürmek için canını hiçe sayarak trafikte makas atıyor, kırmızı ışıkta geçiyor, çoğu zaman iki araç arasına dikkatsiz girerek kazaya davetiye çıkarıyor.
Araçların kör noktalarında kaldıkları durumlarda, araç sürücülerinin de aniden fark ettiklerinde korkmasına ve paniklemesine sebep oluyorlar.
Araç sürücülerinin aynaya bakmadan hareket ettiğini söyleyen motosiklet sürücüleri de durumun tam tersi olduğunu savunuyor.
Cezalar caydırıcı değil
Trafikte bu hareketlerin elbette bir cezası var. Tehlikeli şerit değiştirmenin cezası 1.506 TL. Peki bu ceza ne kadar caydırıcı? Orası herkesin aklında bir soru işareti.
Ayrıca böyle tehlikeli hareketlerin hepsinin tespit edilip ceza kesilmediği de ortada.
Bu duruma ek olarak moto kuryeler, daha fazla kazanmak için de hayatlarını ve diğer ve yayaları tehlikeye atıyor.
Kazançları 100 bin lirayı buluyor
2024 yılında bir moto kuryenin aylık kazancına göz attığımızda en sabit maaşları 21 bin 800 TL ile 48 bin 700 TL arasında seyretmekte ancak kazançlarına ek olarak paket bonusu alan moto kuryeler, 80 bin ile 100 bin lira kazanç elde ediyorlar.
Günlük ortalama 60 paket teslim ediyorlar
Paket bonusunda her paket üzerinden alınan kazanç da ciddi bir gelir kaynağı oluşturduğu için moto kuryeler, hafta içi günlük ortalama 50 ila 60 paket arası, hafta sonu ise 60 ila 70 paket arası teslimat yapıyor.
Yaşanan bu sorunlara, Enson olarak elbette duyarsız kalmadık ve konuyu uzmanlarına sorduk.
“Motosikletin, diğer araçlardan bir farkı yok”
Uluslarası Yol ve Sürüş Güvenliği Uzmanı Mert İntepe’ye konuyla ilgili sorulamızı yönelttik.
Motosiklet sürücülerinin trafikte uyması gereken kuralları anlatan İntepe, şu ifadeleri kullandı:
Motosiklet sürücülerinin o kadar değişik kuralları var ki birçoğu bilmiyor. Özür dileyerek söylüyorum, öğreticiler de bilmiyor.
Motosiklet, yoğun kentlerde hızlı bir ulaşım aracı olarak görünüyor, araçların arasından gider diye düşünülüyor, kaldırımdan gider, emniyet şeridinden gider…
Böyle anlatılır hale gelmiş. Motosiklet, bir ulaşım aracıdır. Araçtır! Motosiklet, bir otomobil nasıl gidiyorsa aynı şekilde yolu kullanarak gitmek zorundadır.
Kırmızı ışıkta durmak zorundadır. Öncelik kurallarında; göbekte, kavşakta, trafikte ne yazıyorsa uymak zorundadır ve trafikteki bir otomobilden, ağır vasıtadan, minibüsten hiçbir farkı yoktur. Hatırlanması gereken kural burasıdır.
O yüzden kırmızıda durmak, bir motosikletlide neredeyse hayret ettiğimiz bir durum. Kırmızıda duracaksınız. Hız limitlerine de uyarak gideceksiniz. İki şerit arasından da gitmeyeceksiniz. Emniyet şeridinden de gitmeyeceksiniz. Ya da E5’te sol şeridin solunda bariyerle arasından gitmeyeceksiniz.
Ama bu kuralları okudunuz, öğrendiniz, biliyorsunuz diye düşünüyoruz fakat İstanbul gibi kalabalık bir şehirde “Ben böyle giderim” diye oluşmuş kurallar var.
Motosiklet sürücüleri trafikte ne yapamaz?
Sorduğumuz “Motosiklet sürücüleri trafikte ne yapamazlar?” sorusuna İntepe, şöyle yanıt verdi:
Harika bir soru! Kaldırıma park edemezler. Kaldırımdan gidemezler. Kasksız ve koruyucu ekipmansız trafikte olamazlar. Hız limitinin üzerinde hareket edemezler. İki araç arasında, E5’te olmayacak şekilde hareket sağlayamazlar. Şeridinde gitmek zorundadırlar.
Ama mikrofon uzatıp sorarsanız, “Çok kalabalık, yoğun, yetişemiyoruz, gidemiyoruz”ları duymaya başlarsınız.
O yüzden gerçekten yapamayacakları; Dönülmez’den dönemezler. İki bariyer arasından, yayaya ait bir yoldan geçemezler. Ya da burada pizzayı ya da bir tekstil ürününü teslim etmedeki amacın hız olduğundan kurtulmak zorundalardır.
“Kaldırımdan giden kuryeler apartmanın kapısı açıldığında yayaya bile çarpabiliyor”
Konuyla ilgili Motosiklet Endüstrisi Derneği (MOTED) Genel Koordinatörü Remzi Öztürk’e de sorularımızı yönelttik.
Öztürk, açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
Şunu söyleyerek başlayalım; Bugün karayollarında 5 buçuk milyon motosiklet bulunuyor. Bu son 30 yılda olanın üzerinde son 2 yılda olan rakam. Son iki yılda 2 milyon motosiklet trafiğe katıldı. 1 milyon da bu yıl katılacak. Yani 3 milyon motosiklet 3 yılda… Ciddi bir artış var. Dolayısıyla bir güvenlik sorununu da peşinden getiriyor bu.
İstanbul nüfus bakımından kullanım oranında 47. sırada ama tabii adet olarak ilk sırada geliyor.
İstanbul, farklı bir yer. E-Ticaret’in yoğun yaşandığı bir yer. Trafik malum ortada ve gerçek kullanıcı ile kuryeler farklı davranışlar sergiliyor. Bir kere gerçek kullanıcıyı ters yoldan hele kaldırımdan giderken göremezsiniz. Trafiğe gayet saygılıdır. Çünkü bunlar önemli bir güvenlik davranışı.
Kaldırımdan gittiğinizde apartmanın kapısı açıldığında yayaya bile çarpıyor kuryeler. Kuryelerin davranışları önemli burada. Ters yoldan gidiyorlar, ışık dinlemiyorlar, kaldırımdan geçiyorlar. Burada hiçbir önlem almıyorlar. Fakat Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız, burada kuryeler için yeni bir yönetmelik hazırlıyor. Bunlar artık başıboş, kendi başına çalışan kişiler değil, çalıştıkları firmalara bağlı olacaklar.
Dolayısıyla yaptıkları bu trafik hataları aynı zamanda firmaları da bağlayacak. Burası önemli bir gelişme.
Davranışları ne kadar olumsuz da olsa diğer kullanıcıların da motosiklet sürücülerine dikkat etmesi gerekiyor.
Önünde bir motosikletli varsa ve dönüş aşamasındaysa asla onu geçmemeli, o dönüşünü yaptıktan sonra gitmeli. Tabii bir hoşgörü de olmalı ama motosikletin trafiği rahatlattığı gerçeğini diğer kullanıcıların da her zaman aklında tutması gerekiyor.
“Vatandaşın denetleniyor hissini duyması lazım”
Motosiklet sürücülerinin karşılaştığı sorunlara değinen Öztürk, şu açıklamalarda bulundu:
Motosikleti asla dikkate almıyorlar. Kesinlikle bu böyle. Oysa ki motosiklet trafiği rahatlatan bir araç. Dünyada büyük bir dram motosiklet kazaları. Yılda 1 milyon 250 bin kişi ölüyor. Ancak bu kazaların azalması için diğer kullanıcıların da dikkat etmesi gerekiyor.
Tabii burada en önemli şey aslında vatandaşın denetleniyor hissini duyması. Bu denetleniyor hissi olduktan sonra zaten birbirine saygı zaten gelecek.
Yaşanan kavgalarda yasal haklarınızı koruyabilirisiniz
Bu olaylar çerçevesinde trafikte yaşanacak bir kavga durumunu da avukat Sedat Ekmen’e sorduk.
Kendisine yönelttiğimiz, “Motosiklet sürücüsüyle yaşadığımız bir tartışma sonucu, sürücünün aynamızı kırıp gitmesi ve plakasını alamadığımız durumda ne yaparız?” sorusuna Ekmen, şu şekilde yanıt verdi:
Buna amiyane tabirle vur kaç kazası diyebiliriz. Vur kaç kazalarında vuran kişinin veya aracın kim olduğu tespit edilemediği sürece zorunlu trafik poliçesi araçta oluşan hasarı karşılamayacaktır. Ancak bu aracın kaskosu bulunuyorsa kasko bu hasarları da sigorta kapsamında değerlendirip zararı karşılamaktadır.
Vur kaç yapan motorcunun bu eylemi sadece tazminat sorumluluğu değil ayrıca, ceza kanununda tanımlanmış mala zarar verme suçunun şartlarını da sağlamaktadır.
Aracın zarar gördüğü an itibari ile hemen çevre araştırması yapmak ve olaya şahit olan kişilerin kimler olduğunu tespit etmek gerekir.
Çevrede güvenlik kamerası, MOBESE vs görüntü kaydedici cihazlar var mı onları tespit etmek önem arz etmektedir.
Yine karayolları trafik kanunu, vurkaç yapan kişilerin tespit edilmesi halinde trafik cezası da kesmektedir.
Olay yerine polis çağırıp, olayı baştan sona kadar tane tane anlatıp vur kaç yapan aracı tanımlayabilecek en ufak detaya kadar anlatmak, istikametini belirtmek, şahitlerin ifadelerine, kimlik bilgilerine yer vermek ve kamera kayıtlarının toplatılmasını istemek ve bu süreci başından sonuna kadar dikkatlice takip etmek çok mühimdir.
Bu şekilde vur kaç yapan kişiyi veya motorun tespit edilmesi halinde bu kişi hakkında savcılığa mala zarar verme suçundan şikayetçi olmak; araçta değer kaybı oluşmuş ise değer kaybından ve aracın onarım gördüğü süre boyunca araçtan mahrum kalınması sebebiyle araç mahrumiyet bedelleri talep etmek kişinin yasal haklarını koruyacaktır.
Abdullah PAÇAL / Ensonhaber